Ekolojik Köyde Nostalji / 1940, Bir Kış Günü !...


English







 www.purelifevillage.com


Bir önceki blog yazımda Pure Life Village Eco Turizm projesinin doğuş hikayesini anlatmıştım. Bu bloğumda taş-toprak-odun ile hiç teknoloji kullanılmadan kurulmuş köyden 1940 yıllarına ait bir kış gününün hikayesini anlatmak istiyorum.




1940 köyde yaşam bir başka olduğu kadar zordur da.Bir düşünün elektriğinin suyun olmadığı bir evde yaşadığınızı.İstediğiniz zaman duş alamadığınızı ve karanlıkta oturduğunuzu  bir kış gününde asfalt olmayan yolda yürüdüğünüzü ayakkabılarım çamur oldu diye ne kadar hayıflanır ve sinirleniriz.Şehir hayatına alışmış bir insan için bu bir ceza gibidir.Birde bu olumsuzlukların dışında bir başka pencereden bakalım köy hayatına.
Hiçbir teknoloji ile alakası olmayan bir yaşam insanlar birbirlerine daha çok zaman ayırıyor ve her şeyden önemlisi dinlemesini biliyorlar. Çocuklar yollarda rahatça ve korkmadan oynayabiliyorlar. Zamanla yarışmadıkları gibi her şeyin bir zamanı olduğunu da biliyorlar. Her aile 7- 11 çocuktan oluşmakta. Bu kadar kalabalık bir ailenin geçimi zor gibi görünse de çok mutlu ve huzurlular. Çünkü birbirlerine komşularına dostlarına güven duyup değer veriyorlar. Zamanla köylerimize teknoloji girince hayattan beklentilerde değişmiş ve özellikle genç kesim şehre göç etmeye başlamış. Pure Life Village Eco Turizm projesi ile köyde yaşamı yeniden başlattığımız için çok mutluğuz.

Peki insanlar 1940 yıllarda nasıl yaşarlarmış? İşte köyde bir günün  hikayesi(Kışın köyde yazın daha yükseklerde yaylalara göç ettikleri için bir kış gününün hikayesini anlatmak istiyorum);

Köy hayatı yavaş geçer  özellikle kış aylarında . Gün, hocanın minarenin etrafında dolaşarak orijinal sesinden okuduğu ezan(hoperlör, kayıt vs yok) sesi ve horozun sesi ile taş/topraktan yapılmış evlerde gün başlar. Evin küçük hanımı kalkmış ocaklığı yakmıştır bir kenarına mis gibi kokan tarhana çorbasını bir yanına ibrikteki suyu koymuştur. Tuvalet avluda olduğu için kapının girişine leğen ve ibrikte su konulur.Eller ve yüzler burada yıkanır.Kahvaltıyı hazırlarken eşi avluda bulunan ahırdaki hayvanları beslemiş, ahırı temizlemiştir  ve hep beraber hayvanların sütü sağılmıştır.Yer sofrasında kendi yetiştirdikleri bal, süt,  kendilerinin yaptığı peynir ,çökelek,süt ve ısıtmak için ocaklığa konulan bazlama ekmeği , ekmeğin üzerine konulan o tereyağının mis gibi kokan kokusu açlığını daha çok hissettirir insana ve tadına doyum olmayan tarhana çorbası. Kahvaltıdan sonra hava şartlarına göre hayvanlar dışarı çıkartılır. Küçük hanım kuyudan su çekip evdeki su kaplarını doldururken eşi de avluda balta ile odun kırmaktadır. Öğlen yemeği için tekrar bir araya gelinilir. Sofraların vazgeçilmezi tarhana çorbası ,kurutulmuş sebze  veya yabani otlardan yapılmış yemek ve ayran vardır.Yemekten sonra kısa süren komşu ziyaretleri olur, ayak üstü konuşmalardır bunlar.Akşam olmuş, hayvanlar ahıra konulmuş , yavru hayvanlar süt ile beslenmiştir.Hayvanlar yemini yerken sütü sağılır.Akşam yemeğinde  yaprak sarma,peynirli börek,bulgur pilavı,nohut veya kuru fasulye  ayran vardır.Ayda 2 -3 defa avladıkları veya  yetiştirdikleri hayvanların etleri yenir.Kırmız et ,beyaz et veya kuş eti .Asıl komşu ziyaretleri akşam yemeğinden sonra olur.Ocaklıkta demlenen  kokusunun bile insanı rahatlattığı kekik çayı ikram edilir(şeker olmadığı için, şeker yerine kara kovan bal kullanılır).Çok az evde bulunan pilli radyodan ya haber dinlenir yada türkü .Koyu bir sohbet alır götürür insanı uzaklara.

Gece tamamıyla doğal olarak tüketilen yiyeceklerin enerjilerini etkilerini göstermeye başlamıştır. Özellikle, yemeklerden sonra yenilen keçi sütünden yapılmış ve üzerine kara kovan bal dökerek yenen muhallebi. Çıtır çıtır yanan odunların ateşi odaya inanılmaz romantik bir hava veriyordur.İki odalı evlerinde anne baba  diğer odaya geçer ve yorucu bir günün ardından tüm aile bireyleri deliksiz uyku eşliğinde rüyalara dalarlar. 

Gardırop , yanında da evin Banyosu


Gün ışıklarının doğması ile birbirinin aynı yeni bir gün başlar ve mevsimlerin özelliklerini bilerek yaşam devam eder  gider.Zamanın bizi nereye sürüklediğini bilmeden..



Pure Lıfe Village Eko Turizm projesi ile köydeki eski hayattan kesitleri tekrar yaşatarak tatilcilerin kullanımına sunulacaktır.

Bunlar;

1-Yemekler menüde mümkün olduğunca yörede yetişen sebze meyve ve yabanı otlar kullanılacak.

2-Köy işleri hayvan sağma,ekmek yapma,ocakta ısınma ve yemek yapma,sebze yetiştirme vs gibi işler hayata geçiriliyor.

Ayrıca bütün bunları hayata geçirmeye çalışırken Pure Lıfe Village tercih eden tatilcilerin şehir hayatının karmaşıklığından uzaklaştıracağız. Şehir hayatının bize sunduğu bütün kolaylıklara rağmen bedenimizi  dinlendiremiyor ve ruhumuzu dinleyemiyoruz.Bütün bu köy işlerini yaparken kendimiz olup,  ruhunuzu dinlemeyi başaracağız.

Aşağıda sorulara cevap bulmak için yorumlarınızı yazmanızı rica ediyorum.

1-Köyde yaşam süresi 85-90 yıl.Türkiye standartlarının çok üstü sebebi ne olabilir.?

2-Hijyen kurallarına uymadıkları halde sürdürülen sağlıklı bir hayat nasıl oluyor.?(Su kuyuya toplanan yağmur suyu,sabun şampuan yok,kül ile temizlik yapılıyor,tuvalet dışarıda kötü)

3-Çiftlerin 7-11 çocukları var, kısırlık problemi hiçbir şekilde  görünmüyor.Günümüzde çiftlerin %40 tıbbı müdahale ile çocuk sahibi olabiliyor.Sebebi ne olabilir.?

Benim düşüncem;

Restorasyon çalışması yaptığımız Taş evlerden biri..
Beslenme alışkanlığın değişmesi  ve zamanımızda her şeyin hormonlu olması, sanayileşme, teknoloji ilerledikçe sağlıklı hava koşulların olmaması.

Ayrıca en büyük sebeblerinden biride, şehir hayatının karmaşası ve siyasiler fark ettirmeden sinir sistemimizi bozuyor.

Siz ne düşünüyorsunuz.?

Mehmet BİÇER

Pure Life Village


http://www.facebook.com/purelifevillage

Yorumlar

  1. Tebrikler Mehmet kardeşim bu Projeni canı gönülden destekliyorum başarıya ulaşması için her arkadaşımızın birşeyler yapması gerektiğini düşünüyorum Konsept çalışması biraz genişletilebilir yani 1940 lı yıllar yerine 1640 lı yıllar gibi. Ama bu haliylede mükemmel bir proje Kutlarım.
    Saygılarımla
    Hakan Eren

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Hakan Bey,

      Öncelikle samimiyetinizden ve ilginizden dolayı teşekkür ediyorum.
      Pure Life Village ekolojik turizm köy projemizi yaşanmış/ deneyim edilmiş gerçekler üzerine kurduğumuz için 1640 yıllarına gidemiyoruz. Çünkü projenin kuruduğu köyün 90 yıl gibi tarihsel bir geçmişe sahip..
      Sizi ve dostlarınızı ekolojik köyümüzde görmek dileğiyle...

      Mehmet Biçer
      Pure Life Village
      www.purelifevillage.com
      facebook.com / purelifevillage

      Sil
  2. Super bir proje Mehmet Bey tekrardan tebrikler.

    Gunumuzun yasam sartlari ile bahsettiginiz 1940 yillar arsinda o resimlerde gordugumuz daglar kadar fark var .(gerci 1940 larda yasamadigim halde)fakat buyuklerimizden duydugumuz kadari ile yasam sartlarinin ne kadar organik oldugu.

    Evet benim oz dedem 97 yasinda ve nasil yasadigini cok iyi biliyorum.kendi ineginden sutunu sagar peynirini yapar yogurdunu yapar dediginiz gibi tarlasinda sebzesini ve meyvesini kendi elleri ile yetistirir ve afiyetle yerlerdi.Su anda goruyorumki nasil bu yasa saglikli bi sekilde geldigini..

    Gunumuzde ise her seyin pratikligi ve su mutfagimizda bulunan su elektrikli kanserojen aletler(mikro dalga firin ,su isitici..vs.)gunumuzde var oldukca bizlere ilerisi icin saglikli bir yasam goremiyorum.....

    Boyle bir proje ile gelecegimize onculuk yaptiginiz icin cok tesekkurler ve benimde bir payim olsun isterim.Ne gerekiyorsa yapmaya hazirim.

    Saygilar

    Aykut Kusku

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Aykut Kardeş,

      Amacımız etrafımızı saran, gözlerimizi kör eden sözde güzelliklerin gerçek yüzünü insanlığa göstermek, toplum ve çevre adına birşeyler yaparak huzur bulmak. Tabiki azıcıkta para kazanma hedefimiz var, yoksa bu çarkı çevirmem mümkün değil.

      Desteğin ve ilgin için teşekkürler...

      Mehmet Biçer
      Pure Life Village
      www.purelifevillage.com

      Sil
  3. Bu bloğunuzda taş-toprak-odun ile hiç teknoloji kullanılmadan kurulmuş köyden 1940 yıllarına ait bir kış gününün hikayesini içten ve o günleri yaşamamış görmemişlere yaşattınız hissettirdiniz çok teşekkür eder,günümüz can sıkıntısı çekenlerin nefsinin arzularına fazla dalışlarının sonucu olarak bu yaşantıda kaldıklarında psikolojik tedavileri de mümkin olacaktır.selam larımla...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Fahrettin Bey,

      Projemizin ana konsepti doğal yaşam ve eski yaşam şekli üzerine kurulu olduğu için sadece hisseddirmeyeceğiz, yaşatacağızda!...

      Sizi ve dostlarınızı tesisimizde görmek dileğiyle..

      Mehmet Biçer
      Pure Life Village
      www.purelifevillage.com

      Sil
  4. Hakan bey merhaba,
    oncelıkle cesaretinizden dolayı sizi tebrik ederim...
    Şehrin hızından,derdinden sıkıldıkça hayalını kurarız boyle bır köyün,ancak zorluklarını yasayınca ıkı gunde terk edecegımızı bıldıgımızden sızın kadar cesaretli olamayız,elimizdeki sözde lüksten vazgeçemeyiz o yuzden bizler icin köy hayatı aynı sosyalizm gibi tatlı bir hayal,sıgındıgımız bir liman sadece :)
    Sorularınızda tamamen haklısınız,şehirde ne varsa artık hayat standardımızı yukselttiğini sanırken aslında saglıgımızı yerle bir ediyor...
    Sizin gibi birinin orada olması beni mutlu ediyor,1 kişi de olsa bu hayalimizi yaşıyorsa gercekten hala olabilirliğini dusunduruyor cunku bana...
    Her şey gönlünüzce olsun,yolumun duştugu ilk zamanda uğrayacağım yanınıza...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Hayat Tembeli,

      1940 Model bakımlı bir rabayı çok kişi sever, hayran hayran bakar. Ancak, çok çok az kişi o arabayı alıp, derdini katlana katlana kullanır. İşte benim porejede öyle birşey!...
      İlginiz ve desteğiniz için teşekkürler...

      Mehmet Biçer
      Pure Life Village

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yörük Türkleri

TERK EDİLMİŞ KÖYDE ECO TURİZM

Türkiye’nin en gizemli yerlerinden biri; Faralya Köyü